Japon “Sakura” Öğretisi
Japonya’nın bakir doğasının nadide bir sembolüdür Sakura. Dilimizdeki karşılığı “Kiraz Çiçeği” olan Sakura’nın bambaşka bir hikayesi var. Her yıl Mart ayı ortalarında pembe pembe çiçeklerini açarak uyanır uykusundan.
Yine bir Japon öğretisi olan YinYang gibi sonsuz olmayı sembolize eder Sakura. Ölüm ve hayat arasındaki belli belirsiz o ince çizgiyi simgeler. Japonya başta olmak üzere bir çok ülkede Sakura bitkisinin çiçek açma dönemi festival ve karnavallar ile kutlanmaktadır.
Çok kısa bir dönemde gerçekleşen bu olay büyüsünü kaybetmeden mutlaka görülmeli hatta yaşanmalıdır. Japonya’da yılın bu döneminde resmi tatil ilan edilir ve birbirinden güzel sanatsak aktivitelerle bu güzel gelenek sürdürülmektedir.
Japonya sadece belirli ülkelere bu bitkinin fidan ve tohumlarını göndermiştir. -Ki Türkiye’de bu nadir ülkelerden biridir. Çok uzun zaman önce yaşanan Ertuğrul Fırkateyni Faciasının anısına Türkiye’ye dostane ilişkilerin devamlılığı gözetilerek Sakura Ağacı verilmiştir.
İstanbul’da toplamda 3 ayrı lokasyonda sergilenmekte olan Sakura Ağacı her yıl Mart-Nisan ayları arasında çiçek açmakta ve görenleri hayran bırakmaktadır. Avrupa yakasında Baltalimanı Japon Bahçesi ve Emirgan Parkında ve Anadolu yakasında ise Ataşehir Nezahat Gökyiğit Botanik Park’ta bulunmaktadır. Mart ve Nisan aylarında imkanınız varsa mutlaka bu üç doğa parkı da ziyaret edin.
Türkiye’deki en yaşlı Sakura Ağacı Sarıyer Emirgan Korusunda bulunmaktadır. En genç Sakuralar ise Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçede bulunuyor. Hatta burada üretimi de yapılmaktadır.
Rahmetli Barış Manço’nun bizlere aşıladığı Japon sevgisinden midir bilinmez Türkiye’de Japonya ve Japonlara dair gelenekler, sanatlar ve karakterler oldum olası hep sevile gelmiştir.
Çok hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olan Sakura çiçeklerinin ömrü kısa sürmektedir. Bu yönüyle Japon Samuray Kültürüne de ilham kaynağı olmuştur. Samurayla ömürlerinin en güzel döneminde tıpkı bir Sakura çiçeği gibi Japonya için hayatlarını feda edebilmektedir.
